İktifa yetmez, var ise sadırında Hâk’a meyil
Gayur bir hâl ile yalnızca O’nun önünde eğil.
Görmesende, sana senden yakın eş-Şehid
Benzemez hiçbir şeye dahi put değil, suret değil…

“Acı” ikna edicidir. Anlayana Hâk’ı idrak etme yollarından biridir.

Ölçü ve şiddete göre değişir.

İğne battı diye nasipsizlerden  olmayasın.. 

Acın bol olsun!

Bu hoşluk, bu gariplik neyden?

Bu sır, bu güzellik kimden?

Madde neyden? Mana neyden?

Hiçbir şeye benzemez El-Hâk…

Tevekkeli değil her ne görürür isen baş gözün ile…

Bu tahayyülü imkansız meymenet bi düşün neyden? 

Sendeki akan sular “Allah” deyince mi durmakta yoksa “Dünya” deyince mi?

Allah deyince duranda amenna, her anında  bin hayır ara…

Dünya deyince duranda keza,  her anında bin bela ara..

İnsandaki sır; bir ağacın kök kısmına benzer. 
İçinde beslediği her ne var ise kişinin zahirine, dış yüzüne, 
misalde dal ve yapraklarına da o akseder. 
Bu; söz ile iş ile belirir.  Aklet ve düşün şimdi. 
İçindeki o ağacın kökünü katran ile mi beslemektesin, su ile mi beslemektesin?

Şu görünenin aslında ne ola ki manası?

Gönül müşahedesi ile anlayıver bil ki hak davası.

Öyle bir yol ki bu , uğruna seve seve  yanılası

Nefse ağırdır, sevaba bağır, günaha sağır…

İnanmamak ne kadar kolay değil mi?

İmtihandan kaçtığını sandında “ HAKİKAT” ten kaçabilecek misin?

Abesle iştigal ettiğin bu yerkürede nefes alışın, senin cennetindir. 

Kendini kandırmaya devam et sen…

***

Oysa ki istisnaya vakıf olanlar var ya; onlara masiva vız gelir. 

“Rabb’inin yolu öyle bir istisnadır ki, kaidesinde gam yok ,

 hayat var, cennet var, muhabbet var”