24 Nisan 2015 Cuma

Allah bozmasın denmez, kullar bozmasın denir...
Allah'ın ne istediği belli, kulunun belli diğil....
Yetim omzuna baş aradığında, hafızasının ayak seslerine tercüman olan tek şey;
dayalı dirseğine eşlik eden, avucunun ortasına sığınmış alnıydı kadının.
Dünyanın yedek kulübesindeymişiz de, gireceğimiz mutluluk oyununa "heyoo" die hazırlanıyomuşuz gibi.
Isınma hareketlerimiz bitmiş de, tam oyuna girmek suretiyle beton gibi bi topun alnımızın ortasına gelmiş de bayılmışız gibi hayat :S ... fak
Özlemek zorunda kaldıklarını, yanındakilerden düşünce;
kaderle zamanın giriştiği ince pazarlığın arasında buluyor insan kendini!...

7 Nisan 2015 Salı

Beyninin sorgu odasını içten kapatmış, kafasında yarı titrek yanan hatıra lambasından umut bekleyen, amnezik bir haldeyim..
(...)
Yorganımı düşüncelerime kadar çeksem de, ölüm kere dirilmenin tan vaktini yaşatıyorum göğüs kafesime. Varlığı gecenin ölümcül dalgasına kapılmış; hayal gücü ürünü, tüylü hayallerimi "O"nunla harmanlayıp, tenden öte tatlar devşiriyorum. Duygularımın detaylı geçtiği bedenimde , boşluklarım doluyor ve aklımın kıvrımlarına yerleşen ismi zikrediyorum.
Adı güzellik....
Adı kadın...
Adı Aslı.

3 Nisan 2015 Cuma

Nörolojik tahlil sonuçlarımın " wuhaa" derecesinde olduğunu öğrendiğimde iş işten çoktan geçmemişti. Gerizekalılaşmışsın demese de ima babında B12 eksikliği var bebeğim sende dedi doktor bağyan.. Doğrudur, nöronlarıma sahip çıkamıyorum bayağdır, dedim... sana bi depo ilaç yazıyorum dedi, bunu aklına ne zaman gelirse al iç dedi.. ama ekmekle birlikte tüketki karnın doysun dedi.
tamam güzellik dedim yanaktan makas aldım. ne kadarda düşünceli ilaçla karnımın doymasını isteyen genç bi doktor dedim içimden. karla karışık bi hayranlık serpişti içime.
eve geldiğimde ekmeğimin arasına koydugum ilacımı tam yiyecektim ki ilaç ekmeğin içinden hunharca yere fırladı. bi ilaç ancak bu kadar hunharca yere fırlayabilirdi. aldım onu yerden 3 kere öpüp başıma koyup tekrar ekmek arası yaparken yine düşürdüm ilacı.. kaderin sanki secereme sövüyomuş gibi, tavuguma kış diyomuş gibi, köpeğime hoşt diyomuş gibi , lambama püf diyomuş hissettim.
iki lanet bi fatiha okuyup. dizlerimin üstüne çöküp ilaca oracıkta tövbe ettim..
-SON-

2 Nisan 2015 Perşembe

Bir arpa boyu yol mesafesinde, arpanın bile boyunu geçemediğimi hissettiğim şu dünyada, hayatımın bu mesafe içine sıkışmışlığının şerefine,
öncelikle arpanın boyuna, sonrada mecburi istikamet olan hayatın suyuna en derin duygularımla sokim...
Asfalta eşlik eden ayaklarım; iki kaldırım arası yolculukta, mevsim normallerinin üzerinde yoğunlaşan düşüncelerimle rekabete giriyor ve ben evhamlı yükümü şehrin en karanlık yerine; sokak lambasının altına bırakıyorum.
İspatına tanıksınız.
Şahidim kaldırımlar olsada ısrarla feryadıma basıyor ayaklarınız !!!

Sanma ki her dert sende, kaldın dipsiz kuyuda, Bittim dediğin yerde kaldırır, budur  kaderin bi huyuda.