27 Ocak 2016 Çarşamba

Naziresi "ölüm" olan hakikatler silsilesinin bitiş varağıdır "son nefes"...
Çok azımız özgür, geri kalanımız aşık...
Her gece acılarıyla halvet olurdu. Bekareti bozulacak davalarını birbir aklından geçirir, periyodik çıkışlarla kendini avutmaya çalışır lakin müphem bir sonuçta tıkanır kalırdı. Uyuyacağı zaman dünya telaşını üzerinden sıyırıp kanepenin koluna asardı.
İyi bir insandı, iyilik isterdi.
Meramı cennet olsun.
Ağıtı duyulmaz kuytularda merhametin
Şimşekler çakıyor sadırında zulmetin.
Ecza-i merhemi varmı ki esaretin.
İnsanı insanla kırdılar, Kabil'e ne gerek.

15 Ocak 2016 Cuma

Gözlerin erik muştusunca yeşil....
Katranı bala çeviren gecemin adısın kadın, az yana çekil...
Ah gece! Nasılda narinsin, siyahın, sabahın gelişine alamet.
Rahminde aşkı büyütüeceksin bu gece, sen sağ biz selamet...
Biliyorum,
Habilden kalma sevgilerin kasıklarında can bulacak ateşe denk ve derin..
Cinsiyetim olsun, adımı peşrevleyen dudağından çıkacak sözlerin...
Yaşamak zorunda kaldığımız hayatın;
her döneminde altın madalya kazandığımız kulvarıdır "yanlizik"..
Çocuk...
Yüzü ay parçası. Bakışları bikaç umut bozması. Mimiklerinden okunur hayat.. ölü doğurmuş kanlı rahimdir ahvali.
Her günü cehenneme verilmiş kurban olsada acı soluğu ölümden evla.
Kafirsin dünya !!!
Ölmeyi el kadar çocuklara oyun belleten katilsin
Duygularımızın katili olanlar dışarıda elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken;
biz, solumuzda taşan bardağın son damlasına "intihar" diyoruz..
Alışkanlıklar "benlik" e dönüştüğünde, değişmeyi istemek kaçınılmazdır. Sonucu kötü olsada iyi olsada.

Sanma ki her dert sende, kaldın dipsiz kuyuda, Bittim dediğin yerde kaldırır, budur  kaderin bi huyuda.