19 Nisan 2014 Cumartesi

Gerilen her ipe ok olmaya çalışırsan, başkalarının hedefleri için yaydan çıkarsın...
Hayat olanca gücüyle önüne geleni eziyor ve sen sakinliğini bozmayıp ezdiğinden çıkan suyu o çelimsiz parmaklarının arasında tuttuğun bardakta; hayattan edindiğin tecrübeyle soğukkanlılığın dibine vuruyosun.
Gözlerin iltihaplaşmış, gülümsemeye yer kalmamış....
Boşver be güzellik...yeryüzü sevgi kısırı insanların olsun. Sen başını göğsüme yasla...
Çukurundan öpemiyorsam o gamzen neden var?
Bir türküye sebep olmuyosa o güzelliğin neden var?
Acılarda İsa olsan, Meryem'mi dersin, merhem mi dersin ey gönül?

7 Nisan 2014 Pazartesi

Küllerimden yeniden doğmak istersin, üzerine su dökmeyi bekleyen, her halta maydanoz olma yetisi sütten kesilmemiş insanlar da beliriverir o an.
Hayat kanımıza yeterince karışmışken; birileri neden hayatımızın; mavi kablosu- kırmızı kablosu ellerindeymiş gibi davranırlar bilinmez.

4 Nisan 2014 Cuma

Geçen zaman içinde emanet gibi duruyorum sanki.Zaman bana geçiyor gibi.
Dünleri, bugünleri, hırpalanmış olanları, fütursuzca yaşananları geçiriyorum içimden. Baktığında hepsi birer "gün" den ibaret. Sıraya koyuyorum onları. Hepsi birbirinden albenili.
İçime dizilmiş günlerden; beşi biyerdeler, altısı ayrı yerdeler, yedisi bilmem nerdeler biriktiriyorum.
Gelecek günlere takarım düşüncesiyle ayakkabı kutularına saklıyorum onları...
İçimdeki özlemlere olta atıp tekrar geri bırakıyorum. Daha sağlam hatırlayayım diye araya cümleler serpiştiriyorum. En hafifinden, en derinine, en büyüğünden en küçüğüne, hatra gelen herşeye ağlıyorum. Nefesim kesiliyor, zor toplanıyorum. Sonra hiç birşey olamamış gibi dönüp gidebiliyorum, camı kapatıp perdeyi çekip....
Sevdiğim insanların hayatımdan çıkmasının istemek;
sevdiğim bir yemeği, istemeyerek kusmak gibi bir şey.

Sanma ki her dert sende, kaldın dipsiz kuyuda, Bittim dediğin yerde kaldırır, budur  kaderin bi huyuda.