29 Ekim 2014 Çarşamba

Genlerimin en güzel mağrifeti ciğerlerimi oksijenle beslemekten ziyade,
mastar eki kullanarak muazzam bi gelişigüzellikle ucuca bağlanmış heveslerimi heycana çevirmek.
"Keşke"lerin üzerine yüklenmiş bir zamanın ağırlığını, nasılda "umut" peşinde koşarak geçiştirmeye çalışıyor insan.
Akrepler yelkovanları sokuyor. Olmamış zamanlar; kanayan yaralara parmak basıyor.
Devrilişlerinden herhangi birinde devleşip, fütursuzca dikleşiyor ve restine rest diyor hayata zihninden kadın;
"Ben kadınım ve dünyadaki en güzel şeyin tasviriyim"
Bakışların beni çarpanlarıma ayırıp, rasyonel bi izahı etkisiz kıldığında, matematiği ilk keşfeden insanın ufalmış kemikleri mezarında sızlar mı dersin?.
Dilencilerin benden zengin olması canımı sıkıyo...
Kedilerin akşam vakti insansı ağıtları tüylerimi ürpertiyo...
Üstüne basılan çimenlerin ezikliği beni üzüyo...
Göçebe kuşların yerleşik hayata geçme ihtimali beni tedirgin ediyo....
Birbirleriyle doğruları aynı olupta, yanlışları farklı olan olan insanların tutarsızlığı bana garip geliyo......
aslına bakarsan
ellerim kadar aklımda üşüdü, bana biraz sarılır mısın?
Mesafeleri hangi yollar azaltır bilmem ama, sen öyle güzel gülüpte,
sesini duyunca ben, kalbimden sana kadar uzanan dumanı üstünde asfatlar dökesim geliyor..
(...) Yalnızlığını çarşafların evlat edindiği nice kadınlar var bu şehirde.
Pencere pervazında onca geceyi sabaha bağlarken, tebessümlerini gamze çukuruna gömen kadınlar...
Ve mutlulukları....
Hayatın; onlar için önlerine engel koyup, " burada dur gerisi sana yasak" deyişi kadar
Psikolog dedi ki; müthiş bi şekilde nazar var üstünde dedi... Gözlerimi pörtlettim aman tanrım didim.Kim yapar bunu sana dedi.
Bilmem ki dedim. Gözü olanın gözü götüne dedim. 2 defa tekrarladım.
Hımmmğ dedi. Bikaç bişi daha sordu. Kem küm ettim, hı hı, yoo, evet , aşa yukarı gibi cvplar verdim.
Yeter be dedi. Sen ne saçmalıyosun dedi.
Nie la dedim. Bu kadar nazar olsa olsa kadı kızında olur dedi.
Kadı kzından neyim eksik dedim. Sus dedi. Griyi çok seviyosun galiba dedi.
Hı hı dedim.
Nie başka renk değil dedi.
Beyaz giysem söz olur, siyah giysem toz olur, sarı çok cırtlak,
penbe emo rengi dedim olmaz dedim. Anladım dedi. Sen anlamıycanda kim anlıycak beni Fitnatsu' cum dedim.
Keeees be cıvıklığı dedi. Bi kutu ilaç verdi. Sonra bakcaz durumuna dedi. Ölcekmiyim dedim. Hayır dedi.
Dedeni bile gömersin dedi. Koltuklarım kabardı.
Şimdi çık dedi. Kapıdan çıkarken söylemek istediği bişi varmış gibi baktı görmezden geldim, iyi yaptım....
(...) Et ve kemik bürünmüş bir bedenin içinde kamufle olduğunu düşünsen de, maskülen ruhun bir kadının belinde dudak izlerini bırakacak kadar cesur. Fakat arafta kalmış düşüncelerin, beyninden kasıklarina birikip sancı yaptığında, sen her defasında aynı şeyi düşünüyosun;
"Yaşadığım her gün, hangi dünün cehennemi? "
Ömrü demimde kurduğun nasıl bir monarşidir ki, karşı koymaya gücüm yetmediği halde; infazım elinden olsa bile, boynum sevginden incedir

Sanma ki her dert sende, kaldın dipsiz kuyuda, Bittim dediğin yerde kaldırır, budur  kaderin bi huyuda.