31 Ekim 2013 Perşembe

(...) bi sigara daha alevledi kadın.
İç sesiyle kavgasını kimse duymıcak kadar, mana aleminde kendisiyle yüzleşmeye durdu. Yüreğindekileri hesaplayıp, aklındakileri tek tek sırattan geçirdi.
Yaşadığı sürece kendisini kıstırılmış gibi hissettiği şu dünyada; içinden kelebekler uçuşması gerekirken, baykuşların tünediği gençliğini düşünüp, dalan gözlerine eşlik eden derin bi nefesle o güzel dudaklarından iki cümle döküldü;
" uğruna azaldığımız şeyler, yetmekteymiş onu unutmaya" ....
iyi huylu tümör gibi gülüşün, beynimi zaptediyosun.
Vedabusesi ayrılırken verilir. Senin ki Vebabusesiyidi sanki.
İşte ben o zamandan beri sana ölüyorum yavaş yavaş...

22 Ekim 2013 Salı

yürek kanamasından gitti derler, çok sevmiş demezler...
Arkandan sevmek gibi olmasında hani diyorum çıkıp gelsen; bozguna uğratsan beni, bi yol bulup yıkıntıların arasından?
seni şuramda yücelttiğime bakma kadın;
bilesin ki sadce özlediğim kadarsın...
sponsoru gülüşün olan bi dünyam vardı benim...
hani gelsen diyorum belki kendime iyi bakmamışımdır?

21 Ekim 2013 Pazartesi

Ezberini unutan çocuklar gibiyim bugünlerde; şaşkın ve düşünen...
Dostlarımın bıraktığı yerden kopuyo ilmeklerim.
İçimdeki conatusun en yoğun ritüelinde bıçak çekip çıkıyorum kendimden dışarı.
Ve mutluluk...
Başkaları için çeki düzen vermekte kendine.

13 Ekim 2013 Pazar

Hayat, sezon finalini elbet yapacak bir gün ve kapanış cümlesi olacak ;
"Her nefis ölümü tadacaktir".
Kendini kahvaltı sofrasına yenir umuduyla çıkartılıp hiç yenmeyen buruşuk siyah sele zeytin gibi hissedebilirsin. Kendini yeşil ile kırmızı trafik lambasının arasındaki kaale alınmayan sarı ışık gibi de hissdebilirsin...
ama öle düşünme lütfen; kuşlar yüzüyor balıklar uçuyor, insanlar denizde yürüyor. araba tekerleri hep dönüyor.
hayat aslında çok normal.
" umut"
fakirin cüzdanına sığmaz.
çayın demine, kendi demini kattı ademoğlu;
bi bardakta hemdem oldu karıştı dertler.
düşündüm de; nefret edecek kadar büyümemişim ben daha.
Seni, aklımdan tuttuğum sayıların toplamı kadar formülize eder, çıkan sonucunla hayatın şifresini çözüp, vilayetine memur olurum. Dengesini bozduğumun nostalji kılıklı gerizekalısı
kalbi kör insanları, sevgiden tasarruf ettiren kim?

1 Ekim 2013 Salı

(...)Ruhun hezeyan içinde; kalbin ve miden sıkışıp, kendini taşmaya yakın bi bardak gibi hissettirdiğinde;
taşsan etrafa zarar vermekten, taşmasan dolup durmaktan fırsat bulup bana söyleyebilir misin?
İnsan sıkıntılarını midesine mi doldurur, yoksa sinesine mi?
Dilin sızlar, aklın ermez, gözün dolar, cümlelerin dağılır,
sızlayan fikirlerin seslenir iç sesine ;
"kendimin umrumda bile değilim!" ...
yüzüne gülücük koydunmu oturtuyorum seni sol yanıma
...sen sevildiğini zannet kadın!
dönüp arkana baktığında yaptığın hesabın net cevabı duygu metresliğinden başka nedir?
ufkumda o kadar yokuş varken, ben hep sana düzlüğüm
...gözleri daldı kadının bi süre, kendine geldiğinde yorgun bi gülümseyişle dedi ki;
Dalıp gitmek güzel şey; insan; düşüncelerini dertlerinden nasılda güzel koparıyo o kısa anda
senden ötesi, sidretül münteha
gidecek bi yeri olmayınca kendi içine yerleşiyo insan.
...sigaranın son canını kül tablasında söndürürüp,
son dumanı atmosfere saldığın anda düşündüğün, o son şey var ya hani?
işte senin bütün derdin o dostum
... gözünden akan yaşların tuzunda kavrulacak; zulası bencillik dolu insanların ötenazisi vaciptir gözümde
Kabullenmek, iyileşmektir
Damlaya damlaya göl olmaz abiler! ...
Gözden yaş damladıkça çöl olur insan !
Kırıldığım her gün için bi acı peydah ediyorum; ve herbirinin adı piç.
...söylenecek çok söz var aslına bakarsan. Lakin her şeyi sinesine sığdıracak bir "iyiyim"e yetiyo kelimeler
İç sesimle muhabbet ediyorum...
İki dudağının arasında bi yarım sigara; gözleri daldı, düşündü kadın.
Öksürdü ve dedi ki; bu dünya kalbinden hasta
(...) yakıcılığına aldırmadan çayını içti kadın tek seferde, belli ki içinde yanan başka bişiy vardı o sıcağı hissetirmeyecek

Sanma ki her dert sende, kaldın dipsiz kuyuda, Bittim dediğin yerde kaldırır, budur  kaderin bi huyuda.