26 Şubat 2013 Salı

Bakışların mı daha sıcak yoksa dilinden dökülen kelimelerin mi? diyee düşünen iç sesime cevap vermeden önce, isminin harflerine hayallerimi gömdüm.
Senle başlayan beyitlerimi, sevinçlerimin boşluğuna doldurdum.
Sahi! bi insanın gülümsemesi ömür gibi gelir miydi hiç?

25 Şubat 2013 Pazartesi

Sana dair cümlelerimin sonuna hep bi gülücük eklemek yerine, öksürükle çamurlaştırılmış, , bıçak gibi keskin, su yerine alkol kullanılmış ifadeler hiç samimi diğildi biliyorum... oltanın ucuna deniz takılmıcağı gibi yanımda olmayışının saçmalığıydı sadce bunlar...affet..ben sadce seni çok özledim...
Boyası kaçmış bir bank gibi hikaye doluydu, avucundaki çizgilerin kıvrımlarına yerleşen kelimelerin anlattıkları.... çizgilerine tercüman , bi parmaklarım vardı parmak aralarına ilmek atan ... elini ateşten çekmek kadar hızlıydı yüzüne baktığım andaki anası kılıklı kötü düşüncelerden uzak duruşum ... sen heryana çekilen sevinçlere benzemedin hiç... ben çok şanslıyım azizim..
sıcacık gülüşlerle ördüğün kazaklardan birini giydim az önce hani sen uzaktasın ya... en yakın zamanlardan kalma gülüşün lap die oturdu duygularımdaki boşluğa ...özlemek ölmek gibi bişi ama bi level aşağıda.... insanlar öldüğümü farkeder mi acaba?
ruhumdaki renklerin karmaşık olmasından daha büyük bi hiçlik hissediyorum. Hissettiğim şey ; iki bardak rakıda kafayı bulmuşcasına sarhoş olan bi ortaokul öğrencisi gibi...anlatmak istediklerim kelimelerden bikaç beden büyük..fit to page yapsam o da kafi diğil.... her neyse yaaa... şu küllüğü uzatsın biri ....
sürekli ardına bakıp yürümek gibi seni özlemek, düşme ihtimalini hiçe sayıp...
saatsiz zamanlar; düşüncelerimde gidemeyenlerle sohbetim başladı yine, ne salak bi icat saat denen şey, daralıyo sanki, bileğimde değilde kalbime taktıgım kordon..keşkelerden bi sıra gelse güzel anlara çok iyi olucak...
şarkıları pek sevmem ama, seni düşündükçe beni kurtarmaları için yalvardığım zamanları hatırlıyorum...Kelimelerin anasının nasıl ağladığını... eskikliği yüze vurmak pek ahlaki bişi diğil bizim buralarda bilmiyosun sen..bilsen şarkıalra gizlenmez yanımda olurdun...
ne güzel kadınım ya, dünyadaki en güzel kadınım belkide; dostumun cümlelerinden çıkan mermileri ne güzel bağrıma basıyorum, çocuk emzirir gibi narince...ruhumun ellerini kesmeliyim ki daha sana dokunamıyayım die...
Ayakkabıları kapının dışında bırakmak kadar haksızlıktı yan yana olamayışımız...
bi şarkı söyle dostum... herkes mutlu olsun; sen memleket hasreti çeken işçilere evlerini hatırlat bende sokak kedilerinin üzerlerini örtüyüm... kötülükleri fondötenlerle kapatalım...kaldırımlar,banklar her şey mutlu olsun... çay sevmem bilirsin , bardaklara muhabbet dolduralım...belki sigaramız hiç bitmez o zaman...
seni gördüğüm yetmezmiş gibi, gözlerimi kapattığımda her güzel şeye fotomontaj oluyosun.. Kıyamet bi defa kopcakmış yalan, gülüşünle değişen dünyamın anlamı ne peki?
gülümseyişlerinin yokluğuna tosladığımda kanayan burnumu elinle silebilir misin?
çek bi defa bi kereden bişi olmaz diyen kötü arkadaş gibi gözlerin, bağımlısı olcağımı ikimizde biliyoruz lütfen kesermisin içime içime bakmayı!
bi ara kimliğime baktım... yuh dedim.. yuhh sadece 28 yıl mı? ...yapma bahar ya bi sıfır eksik bence .. yoksa bu kadar bokluk bu kadar zamana sığmış olamaz. :/
...tüm bu başımıza gelenler dünyada hiç olmamaktan daha iyi..dert bitmez dostum...sen uzaklara bakar dalarsın, ben cigaramı yakar dalarım...
ayağımın uyuşmasıda ne ki, azcık kalksan kalbimin üstünden canım, fazla ağır geldin ; kan gitmiyo, uyuşuyo, nefesim kesiliyo

24 Şubat 2013 Pazar

yüzüne baktığımızda sırf elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemediğimizden sigara yaktıran heyecanlar var ya he işte elimi her uzattığımda tutması sevildiğimi göstermez ama çok güzel bakıyor anlatacak kelime bulamıyorum.. piç bırakıyor bütün şiirleri gözlerin. kalbinin uçkuruna sahip olmak isteyen benim.n. :)) ( çok pis oldu galiba)
cüzzamlı bi boşlukla, şehvetinden kanatarak sevişmek gibi senin yokluğuna sarılıp uyumak..oysa bakire cümleler kurucam sana; değil dile düşmüş olsun kimsenin aklına bile gelmemiş olcak... Beti benzi düzelicek cümlelerimin..adımı içinden geçirdiğinde "o" die bahsettiğin kadın olmıcam ben... nolur sigarandan daha çok sev beni !
bişeye alışmak için tekrar tekrar yaşamak gerekmez mi ki? sen sadece bi kere tutmuştun benim elimi :/
sana olan duygularımı minnetkar dualarla karşılayabileceğin gün kıyametten önce gelir mi dersin?
Ayaklarıma dolanan mimiklerin sarhoş adımlara müebbet etti bedenimi. Düşleri dolaşmış saç tellerime, kokun hapsoldu aralarına. kurtulmak ne mümkün! kağıdın da kalemin de hiç bi suçu yok. haklısın. Peki sen hiç artık bana yazmamak için parmaklarını kesmeyi düşündün mü?
kendimi ; bir yere ait olamayan, otobüs tekerlerine hüzünlenirken kafasını buluta çarpmış siyah bir martının kan içinde dipsiz bi bataklığın sonuna gelmesini bekliyo gibi hissediyorum...
....epeydir şarkı söylemiyodum ben, unutmuşum sesimi ama sonra bi gün gözlerin kalbime değdi, başım göğsüne , sesin ruhuma....Kirpiklerim bulutlara...Ne gerek vardı ki artık duaya. kelimeler yetersizdi bu kadar huzura. Aşk sen değildi bence aşk bu kadar güzel olamazdı ki.
Korunma altına alınması gereken bir hissin sol yanımda, Ülkem kadar güzelsin, bundandır o kişinin bana düşmanlığı...
..rüyama girmek yerine yanıma kıvrılıp yatsan, birlikte uyansak... elbise askılarına marşlar assak, adın dilimde kardeş bi türkü olsa... elimi tutsan kalabalıklarda birilerine inat ... sen kitap okusan ben dinlemem seni izlerim... gözünün gezdiği saman sarısı sayfaların arasından güneşi koklarım... canım benim, dostum sırdaşım, sevgilim sen yanımda ol yeterki, saksılara şarkılar ekeriz seninle, geçen her güzel güne
Kendimden beklenirken, çat kapı sana gelebilirim her fırsatta... ama nolur sen de benden habersiz Aklımdan çıkma!
kulaklıkla dinlediğim müzik gibisin, tek senin sesini duyup başkalarının boş olduğunu anlıyorum..
..hadi bana o gülüşünden bi parça armağan et bırak onu nereye koycagıma ben karar veriyim...
İki kalbi bi araya getirip biz olsak... Konumuz çirkinlik veya güzellik diğil, seni anlatmak. Düşünüyorumda; mesela saçlarının rüzgarda dalgalanışını gören yaprak bi daha kımıldamaz, havaya bıraktığın dumanı kıskandı bizim eski soba tütmüyo artık ... Senin bu kadar istediğini bilse devrim gelir memlekete, ama bilmiyoki seni bi tek ben dinledim. Bi de kağıttan kuşlar....Ahh!! Saçların; mesela bi gün devrim gelse en çok saçların sevinir bu işe... Çok dalgalandırdın hayal ederken çok hırpaladın o güzel saçlarını... Aynı evde yaşasak senle; terliklerin, fincanın, eski mutfak masası, ojelerin nasıl sevinir keşke bilsen...tabi en çok ben... Kitaplarından bahsetmiyorum bile. Ölümsüzlük diye bişey olacaksa şayet o sonsuz ömür bitmeyen enerjinde geçmeli, bu fikirdeyim. Ama inan değişmez fikrim battaniyenin altına bulut gizleyen başka biriyle karşılaşsaydım. Sahi sen özlediğim bütün hevesleri gözbebeklerine nasıl sığdırdın?
tam benlik bakışı var :))
...biri çıkıpta; kimseyi ısıtmadığını bile bile söylediğim şarkıların gırtlağını kesse mesela, ya da ben bi duman çekip mutlu zamanların rüzgarında uykuya dalsam, senden başkası uyandırmasa, dokunmasa hiç kimse..... ben çok yanlış yaşamışım azizim.
....bi insanın kalbi kaç duyguya mezar olabilir. kaç ölüm kadar katlanabilirsin nefret ettiğin öteki kendine. nasıl kokardı gülümsemen? dua eder misin ki uykuya dalmadan önce? hiç hislerin kanamış mıydı küçükken?..... boşverin... sakın açmayın o ışıkları... karanlıkta daha hızlı ölüyoruz; keşkeler, soru işaretleri ve ben....
...girmediğin rüyaların uykularına gerek mi var sence? bi istasyon yetimliğinin grisiyle uyanırım ben sen zahmet etme....
... bi gülüşümle herşeyi anlatırım ben...

Sanma ki her dert sende, kaldın dipsiz kuyuda, Bittim dediğin yerde kaldırır, budur  kaderin bi huyuda.